Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İlk Mısra

Yalnızlık çökmüş gülüşüne seni ne kadar az özlemişim meğer neyin eksik olduğunu neyin senden fazla olamayacağını ve nelerin fazlaca eksileceğini gördüm. Saat gece üç olduğunda yelkovanın ne kadar kibirli olduğunu gördüm. Hangi okyanusa kıyısı olmayan ülkelerde hangi saatlerde yürünemeyeceğini gördüm. Bozkır kokusu muydu kalbine paralel uzanan yoksa bu da mı romantik diye yarıda bırakılan birkaç kelime Eski sevgilisini ilk sevgilisiyle aldatan şair asabiliği vardı mısralarında ya da ben Özdemir Asaf'ı seslendiriyordum Cemal Süreyya'nın şiirlerinde Ne sen bana hatırlattın kalemin beni senden daha çok sevdiğini ne de ben uçlu kalemlerinden anlayabildim benim sensiz şiirlerimi Ne eskisi kadar güzel yazılabilirdi şiirler ne de tekrar başlanabilirdi söndürülmüş bir mısradan çekilmeye çalışılan son nefesler. Masa lambası kadar konuşabilirdi her kadın yatağının ucunda içeriye vuran sokak ışıkları gibi örselenmiştiler perdelerde ve ben son kez bir su verebilirdim  cena

Afra

Afra meyveler içinde en sevdiğim elmaydı bu haziran ayına kadar nedense bir umut gelmedi bu haziranda bana ve ben elmaları bıraktım sen yüzünden mi yüzündeki benden mi bilmiyorum ama bir sonraki haziranı bekleyeceğim meyveler içinde dediğime bakma bana göre sadece elma meyvedir ne muzun egosunu severler bendeki bizler ne de çileğin o yumuşak sözlerindeki çatlakları ne tür elma diye sorarlar bir de sanki aşkın türevlerini her sabah duşla temizlemek zorundaymış gibi elmayı yıkamak zorunda hisseden o vahşi insansılar sen yıkar mısın bilmem ama ben sevişeceğim kadını önce yıkamam mesela kaldı ki hakaret etsem daha az koyar bana bir de elmadan fal bakar bizimkiler ki bizimkiler dediğime bakma ne dost bilirim onları ne de düşman elmamın sapını çevirip kaç yıl sonra evleneceğini bulmaya çalışanlar sonra elmayı kesenleri tanır mısın bilmem benim lanetlerimdir onlar  kalbini söküp kanlarında fasulye yetiştireceğim zavallılar sen o elmaları ne zaman ısırsan ismini bilmediğin o